SoluduÄŸa duyduÄŸun havanın mahsunu baz almış seviÅŸmesidir garip halli sevdalar. Balkonun altında O dışarı çıksın diye beklediÄŸin, köle isaura saplantılı bir brezilya dizisi. Uzak diyarların tadından doyulmaz meyvaları önüne konulmuÅŸ bir kralın, insan nankörlüğünü iÅŸleyip, her ÅŸeyi bir kenara ittirmesi ve hareminden bir cariyeyle geceyi geçirmesi, kısacası aÅŸk bu garip halli sevdalar…
Saklambaç misali 100‘e kadar sayımların yalandan olduÄŸu bir yer küre, ve de yanı başındaki sevdiceÄŸinle geçen zamana aykırı gidiÅŸlerinle, yaÅŸanılacak tadılacak bir ÅŸey olmasa da içeriÄŸindeki garip halli kısmına vurulacak kadar da nalet bir ÅŸeydir… AÅŸk… Aslında ondan bahseder dururum, ortak dillerin olduÄŸuna inanılan bu yer kürede; aşığı olmadığın bir kara parçasını sana sevdirecek; denizden gelen herhangi bir soda ÅŸiÅŸesi içindeki sarımtırak kağıda ve içindeki yazıya, duyguya hayran kalıp bir gözünü denize dikip ömür geçirebileceÄŸin bu garip halli ÅŸeyden, sevdadan, aÅŸktan…
Bahar geldi bu ÅŸehire; etrafında çiceklerin ücüş bücüş bir hal aldığı o sonbahar, karla kaplı geceler kışlar ve sevdalısı olduÄŸum yaÄŸmurlu günler bir kenara çekilip bu tutsağı olduÄŸumuz oyuna bir de Bahar‘ı ekledi. Ne iyi de etti ah sevgili… Dudaklarından koklarcasına içine çektiÄŸim o nefis bahar havasının bendeki etkileri, sinirli ve aksi geçen günlerimi bile güzelleÅŸtirip, yeÅŸertiyorsa daha ne ister insanoÄŸlu ve diÄŸer azman tayfası diye düşünür durdum. Son derece yalın sevdaların üçleme ÅŸeklinde hayata dahil olduÄŸu, “parti animal” dışı hayat dostları hayvanların dahil bu sisteme dahil olduÄŸu baÅŸka bir mevsim yoktur yahu dedim durdum. Bir tuhaf geçen günüm ve gecemin son kısmında yanıbaşımda tüten sigaradan nefeslik olarak aldığım dumanı muzur bir ÅŸekilde kalbe benzetmeye çalışmışlığım bu mevsimde oldu sevgili. Güzellik göreceli olduÄŸu söylenen Dünya‘nın en çok yanlısı ve sevdalısı olduÄŸu mevsimine selamlar ederek ve güzel geçen bir İstanbul gününe haykırarak, hoÅŸgeldin Bahar… Senden sonra yaz ve sonrası sonbahar…
Trajikomik detay...
Güzelim Türkçemizin dil kurallarıyla ilişiğini kesmiş, "selam,merhaba,nasılsın" gibi kelimeleri kurarken "SMS" kalıplarına,kısırlığına kapılarak kendini "slm,mrb,nslsın" şeklinde ifade etmiş, IP adresi'nin kaydını tuttuğum halde sanal alemin verdigi "Beni nereden bulacak? - ki bulunuyorsun merak etme! -" rahatlığından bizim Özer'e küfür,hakaret etme gazına erişmiş, bu gazı bünyede dolandırırken bunu bile adam gibi yapamamış her bireyin yorumları özür dilenerek büyük bir keyifle silinir... Yorumların hepsini yeni bir mektupla buluşmuş gibi keyiflice okurum... Belki de "Trajikomik detay"da ki en olumlu sözüm de bu olmuştur...