Teknolojik Gerilla & Çocukkene

bizcocukkene

Çocukken ne güldük be!

Önce vole vurduk topa, sonra kaydıraktan çamurluda olsa kaydık, bir de ayıp olucak ama o zamanların minik bayanlarının şimdilerin hanımefendilerinin eteklerini sadece ve sadece onlar öyle yapınca kızarıyor, bozarıyor diye kaldırdık, bilseydik bugün ülke çapında tanınacak yönetici(ler) olacaklarını, eminim o saflıkta biz gerçekten ve gerçekten yapmazdık! Eğlendik be, hep güldük… Masum bakışlarla hiçbir şeyi bilmeden geldiğimiz -afedersiniz ama- boktan bir yarım kürede, önce elele tutuştuk ve “Bir dünya bırakın biz Çocuklaraaaa…” diye haykırdık, sonra da biz çocuktuk ve bu düşüncemizi bizden çok daha uyanık ve bir çoğu kötü bakışlı adamlarla, kadınlarla paylaştık!

Ne oldu ki?

Büyüyünce elimizden giden o saf çocuk hallerin bünyedeki taze her bir adımı, elimizden birer birer kayıp giderken ve sen ve ben, ikimizde aynı çatı altında bir evde, ışıklı bir kutunun etkisine kapılıp, kutu terimiyle “Zaping” yakarken, büyüdükte ne oldu ha! O eski salıncak büyüdü arkadaş! Mahalli baskıdan çocukluğunu yaşayamamış bir grup yetişkin, özenerek parkın tam karşısından aldığı evlerinden sadece ve sadece dışarıya bakmak için yaşıyorsa; gönül salıncakta sallanmak için pır pır etse de bu yetişkin dediğimiz, belli bir yetiye erişmiş, ergin olarak tanımladığımız grup yerinden bile kıpırdayamıyorsa, ikinciye “Büyüdükte ne olduk ha!” denmez mi?

Garip bir tebessümden eksik kaldırımın üstünde bu yazıyı yazarken, eski bir evin tam karşısında -parkında tam önünde- salıncakla kesişmekteyim… Gözüm ona kayıyor, bir yanımda eski sevgilinin oturduğu bu çok ama çok eski olan mahallemizde, gariptir ama eski sevdiceğin hala salıncakla aramdaki bağdan etkileneceğini ve bu yüzden “cünyır özer“e kıskançlık saçmalıklarını sergileyeceğini düşünüyorum… Bir keyif daha çatıyorum 🙂

Evet, biz küçükken çok güldük be! Hatta ufalıyorum… Eski dostuma salıncağa “Merhaba” demek için! Oturuyorum… Dizimin üstünde son model bir teknolojik aletle, bir teknolojik gerilla rolünde ve gece gece dellenerek yapıyorum bunu 😉 Sallanacağım! Yazının bitmesini bekliyorum… Bitiyor kalemin son mürekkep vuruşları gibi…

Bit… Biti… Bi…

Bitti de, ne oldu ha!

bunlarlaeglenirdikbe


2 Yorum sayenizde...

Özerim yazılarını içtenlikle okuyorum kardeşim. Hepsini, hemde hiç kaçırmadan. Ama bilmiyorum nedendir sadece bu yazına yorum yazmak içimden geldi. Belki memleketlerimiz farklı ama o sallandığın salıncağın benzerinde ben de çok sallandım dostum. Belki de sadece rengi farklıdır… Kimbilir???

1

Birbirine yakın hayatlar yaşadığımız, eski bir dost oluşumuzdan dolayı kesinlikle doğrudur keremcim 🙂 Bu arada bu alana yazmış olduğun nacizane yorumununda bende ki yeri ayrıdır her daim olduğu gibi… Bu şüphesiz olan kısmın yanına bir iki ek daha eklemek istersem; nihayetinde Dünya diye tanımladığımız bir “poktan yer küre”de sabah sekiz akşam beş, şeklinde en iyimser bir hayatta, bir de insan ilişkilerinin kurak olduğu şu yıllara, ayrıca ilişkisizler eklenince, insan kendini çocukluğa bırakıp orada kalası geliyor! E benim gibi düşünen birileri de olunca da, misal sen ve diğer dostlardan bir kaçı gibi, işte böyle bir yazı pırtlanıyor, portlanıyor gene sanal alem dediğimiz bu alana gerçek ifadelerle ekleniyor 😉

Yorumun ayrıca bir kere daha teşekkür ederek, her daim yazılarımı takip eden birilerinin olduğunu bilmek ve bunların eski dostluklara kadar indiği görmek, çok daha keyif verici bir şey! Çok ama çok teşekkür ederim 🙄 İyi ve zinde kalman ümidiyle ❗

2



Trajikomik detay...
Güzelim Türkçemizin dil kurallarıyla ilişiğini kesmiş, "selam,merhaba,nasılsın" gibi kelimeleri kurarken "SMS" kalıplarına,kısırlığına kapılarak kendini "slm,mrb,nslsın" şeklinde ifade etmiş, IP adresi'nin kaydını tuttuğum halde sanal alemin verdigi "Beni nereden bulacak? - ki bulunuyorsun merak etme! -" rahatlığından bizim Özer'e küfür,hakaret etme gazına erişmiş, bu gazı bünyede dolandırırken bunu bile adam gibi yapamamış her bireyin yorumları özür dilenerek büyük bir keyifle silinir... Yorumların hepsini yeni bir mektupla buluşmuş gibi keyiflice okurum... Belki de "Trajikomik detay"da ki en olumlu sözüm de bu olmuştur...

*

*