Yol…

yol

Kışa yenik düşmüş bir ÅŸehirde, sobanın sıcaklığının yer ettiÄŸi bir odada düşler görüyorum! Kimileri benden, kimileri de baÅŸkaların hikayeleri bu düşler. Hepsinde özlenesi hisler, duygular, kiÅŸiler var. Sıcak bir el, nakış diken bir el, gülümsemesi saklayan bir el, tokalaÅŸan eller, buyrun diyen bir el… Hepsi sıcak ve özel düşlerde… O günün baÅŸlangıcı gördüğüm bir düş,  ÅŸimdilerde yol olsun bana diyorum. Uzak olmayan yerlerin ama dokunulmayacak hissi veren cesaretsizliklerin uzağında, kalabalık, kimi yerleri pis, bitkin, enerjik, zıtlıklarla dolu bir ÅŸehirde; düşümün peÅŸinden gidiyorum!

Küçük gözlü, derin bakışlı bir minik çocuÄŸun annesini görüyorum önce. Sonra da bu anaç ruha saygı gösterip, erkek halimle düşlerimi canlandırıyorum ve yoluma koyuluyorum… Tuhaf hislerle dolu bir baÅŸlangıçla; ama benim kararlarımla ve benim hayatımla, kendim için deÄŸerli bir yola çakılını, taşını, yolda ki haydutları, güzelliÄŸinden söz edilmemiÅŸ vücutları, kirlenmiÅŸ bedenleri; aklımın ve yolumun baÅŸlangıcında düşünerek ve hepsine gülümseyerek bir yola adım atıyorum…

Dedim ya…

Benim…

Kendi yoluma…

Sonu mutlu biten bir hikaye olacağını ummayarak baÅŸladığım yazının sonu geliyor…  Aynı zamanda bu sonda her bir son gibi yeni bir baÅŸlangıç oluyor…

Gülümsüyorum…

Yoluma koyulup, “Bana müsade!” diyorum 🙂

İçten bir müsade…


Yorumsuz kalmış! Sayenizde...



Trajikomik detay...
Güzelim Türkçemizin dil kurallarıyla ilişiğini kesmiş, "selam,merhaba,nasılsın" gibi kelimeleri kurarken "SMS" kalıplarına,kısırlığına kapılarak kendini "slm,mrb,nslsın" şeklinde ifade etmiş, IP adresi'nin kaydını tuttuğum halde sanal alemin verdigi "Beni nereden bulacak? - ki bulunuyorsun merak etme! -" rahatlığından bizim Özer'e küfür,hakaret etme gazına erişmiş, bu gazı bünyede dolandırırken bunu bile adam gibi yapamamış her bireyin yorumları özür dilenerek büyük bir keyifle silinir... Yorumların hepsini yeni bir mektupla buluşmuş gibi keyiflice okurum... Belki de "Trajikomik detay"da ki en olumlu sözüm de bu olmuştur...

*

*