Zürih Üniversitesi Bilim Adamları

zurihuniversitesi

Her gün, bir sonraki gün neler olacak, teknoloji de neler geliÅŸecek, neler neler faydamıza olacak ve bunları kimler bulacak, vb. diye merak ettiÄŸiniz şeyler var mı? Ya da böyle mi yaÅŸarsınız hayatınızı, her gün bir sonraki güne hazırlanarak?.. İsviçre‘nin Zürih kentinde yaÅŸayan bir halkın yaptıkları beni her gün meraklandıracak, “Acaba ne yaptılar bugün?” sorusunu kendi kendime sormama teÅŸvik eder… Bu kitle, öyle muazzam koÅŸullarda çalışır, bulundukları kara parçası bakımından-İsviçrekafalarına takmaları gereken konular arasına, bize göre, öyle tuhaf ÅŸeyleri koyarlar ki kimi zaman “Yuh artık!.. Bu bilim adamlarına hangi yönden esmiÅŸ abi!.. Ciddi ciddi araÅŸtırmışlar mı!.. AraÅŸtırırlar tabi orası İsviçre… vb…” laflar ardı ardına aÄŸzımdan dökülüveririr… YaÅŸam koÅŸullarının fazlaca iyi-çaÄŸdaÅŸ anlamında- olduÄŸu yerlerde, gidip görmek yine de tatmak gerek amma velakin, bu “kafaya takma” sendromu, bilimsel adını şuanda yazmam bilmeyenler için çok ağır olabilir, yine var yine var 🙂 Çok dağıtmadan konuya tekrardan dalarsam… Zürih Üniversitesi’nin bilim adına yaptıklarının çok da fazlaca olduÄŸunu dikkatlice dillendirmek isterim…

Düşünün ki, bir grup bilim adamı “5 açılı bir diÅŸ fırçasını” keÅŸfediyor… Ve bilim keÅŸif öncesi diyor ki, “Sen kendi ihtiyaçlarını-insani- karşıla çocum!” bu uÄŸurda oluyor yani, pekii… Bu diÅŸ fırçasını insanlık namına bulanlar kim dersiniz?.. Zürih Üniversitesi’nin “sarı diÅŸli” bilimadamları… Kim ki ,bugün bakkala yada”çakkal*“a yolunu düşerttürürse, içinde fallar olan sakızlardan alsın, alsınki diÅŸ saÄŸlığına ve fallarla gönül saÄŸlığına giden yolun bir kere daha Zürih Üniversitesi’nin o deÄŸerli bilimadamlarından geçtiÄŸi önemini kavrasın… Not: O sakız içlerindeki fallarında gönül saÄŸlığı için iyi geldiÄŸi onayını verir mi Zürih Üniversitesi?.. Tabi bunlarla da kalsa iyi, bilimin bir güzel ilerlediÄŸi, Avrupa’nın kiliselerle süslü coÄŸrafyası içinde kral ve kraliçeye ait olmadan-baÄŸlı kalmadan- kurulmuÅŸ ilk üniversite olmasıyla, nobel ödülleri almış, bir çok alanda emeÄŸi geçmiÅŸ bilim mensuplarından, misal dil çıkartan üstat-Albert Einstein, ne diller çıkardı– bahsetmicem, nam yapmış o güzelim okulda okumanın çok keyifli olacağını düşünmüyor deÄŸilim… “Kafaya takma” sendromunun Türkiye’de her telde geliÅŸtiÄŸini ve herÅŸeye karşı mikrobik bir bakış kazandığımızı varsayarsak, 7 büyük kampüs ve yüzlercede ders arasından sadece istediÄŸini seçebilme kıvamını da yanına eklersek, bir de her bakkal ya da çakkal*dan tedarik edebiliceÄŸimiz ZÜRİH ÜNİVERSİTESİ ONAYI baharatından da bir tutam atalım… Eee… Daha ne duruyorum ki!.. Varsın kafama takacağım ÅŸey, ciklet, ağız saÄŸlığı, diÅŸine de bakar falına da diyen diÅŸ kardeÅŸliÄŸi, patlamayan, yüze bulanmayan baloncuk vb. güzellikte hayatın o naneli,tarçınlı,çilek,mevsim meyvaları ve damla aromalı sakızları olsun… Hem ülkeden onlara ikram etmek adına götürmek istediÄŸim bir kaç bir ÅŸey de var… Misal “Çam sakızı“… Güzel yurdum insanının el emeÄŸi göz nuru, fazla çene yoran o güzelim sakızı… Bir de ona onay alayım da geleyim… Bekle beni ZÜRİH!!! Sana geliyorum… Yani gelicem… Umarım 🙂

* Bakkallarda artık, geliÅŸen “Gross AlışveriÅŸ Merkezleri” sayesinde “Çakkal” olmak zorunda kaldı…


Yorumsuz kalmış! Sayenizde...



Trajikomik detay...
Güzelim Türkçemizin dil kurallarıyla ilişiğini kesmiş, "selam,merhaba,nasılsın" gibi kelimeleri kurarken "SMS" kalıplarına,kısırlığına kapılarak kendini "slm,mrb,nslsın" şeklinde ifade etmiş, IP adresi'nin kaydını tuttuğum halde sanal alemin verdigi "Beni nereden bulacak? - ki bulunuyorsun merak etme! -" rahatlığından bizim Özer'e küfür,hakaret etme gazına erişmiş, bu gazı bünyede dolandırırken bunu bile adam gibi yapamamış her bireyin yorumları özür dilenerek büyük bir keyifle silinir... Yorumların hepsini yeni bir mektupla buluşmuş gibi keyiflice okurum... Belki de "Trajikomik detay"da ki en olumlu sözüm de bu olmuştur...

*

*